Bir fikir platformu olarak hedefimiz ,kutuplaşmanın giderek arttığı,fay hatlarının keskinleştiği,siyasetçilerin sadece şehit cenazelerinde bir araya gelip konuştuğu ülkemizde,Yeni Siyaset Kültürü'nün oluşumuna katkı sağlayarak,Yeni Siyaset İnsanlarına ,Siyasette Bende Varım dedirtmek.

Çin’de Türkiye’yi Aramak

90’lı yıllarda neredeyse ülkemizle karşılaştırılabilecek derecede yakın ekonomik büyüklüğe sahip olan Çin, bugün dünyanın en büyük birkaç ekonomisinden birine sahip, devasa üretim ve tüketim hacmine ulaşmış bir ülke konumunda. Ayrıca lüks tüketimde zirveye oynuyor.

Çin’in, ekonomik ve siyasi etkisinin gelişimiyle dünyanın en merak edilen ülkelerinden biri olma konumuna ulaşması ve Yeni Siyaset Kültürü ekibinin de yakın takip ettiği bir ülke olması hasebiyle, kısa bir Çin ziyareti gerçekleştirdim.

Çin’de Türk izlerini aradım…

9,5 saatlik bir uçuşun ardından Başkent Pekin’e indim. Pekin uluslararası havaalanı, dünyanın en büyük 2. Havaalanı olma özelliğini hem taşıyor hem de hissettiriyor.  Çin insanı çok cana yakın ve çok çalışkan. Bizim kadar zeki olduklarını söyleyemem ama bizden çok daha fazla çalışkanlar ve ciddi insanlar. Bulunduğum süre içerisinde birçok turistik ve tarihi noktayı ziyaret ettim ve karşılaştığım, İngilizce bilen birçok Çinli ile sohbet edip, fikir alışverişinde bulunmaya çalıştım. Türkiye hakkında sorular sordum; fakat pek tatmin edici, hakkımızda bilgi sahibi olduklarını düşündürecek izlenimi edinemedim. Bir yandan da yaptığım ufak araştırmalarla Çin’de Türk izlerini de aramaya çalışıyordum. Yaklaşık 4000 Türk’ün yaşadığı bilgisini öğrenmek ayrıca bir şok oldu. Böyle devasa bir ülkede yok denecek kadar az bir sayı. Ayrıca Türk kurumları ve sivil toplum örgütlerinin pek bir izine de rastlanmıyor.

Çin’in dünyada gelişen yeni rolünü ve etkisini göz önüne aldığımızda, bizim için ne kadar önemli bir ülke olduğu gün gibi açıktır. Ayrıca Çin ile tarihsel olarak da çok önemli bağlantılara sahip olmamız ve Çin’in eski gücüne sahip olma isteğinde ve ticaret yolu üzerinde bulunmamız bizim için çok önemlidir.

Türkiye’nin son zamanlarda yaşadığı ekonomik durumlar düşünüldüğünde, Çin’i anlamak ve Çin ile ilişkilerimizi arttırmak için neler yapılması gerektiği uzmanlarca araştırılıp, ortaya koyulmalıdır. Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi yönetmek ve ciddiyetimizi ortaya koymak amacıyla kurulmuş AB Bakanlığı gibi, Uzak Doğu Bakanlığı (hatta Fatih Altaylı’nın yazılarında ve konuşmalarında belirttiği çok önemli ilişkilerimizin olduğu Afrika ülkeleri ile ilişkileri yönetecek  Afrika Bakanlığı ) kurulmalı , ilişkiler en üst seviyede yürütülmelidir kanaatindeyim. Kısacası gözlemlerim ve anlatacaklarım çok uzun konular olsa da , Çin de Türkiye’yi aramak benim için zor oldu. Çin’e çok ciddi yaklaşmalı, ilgilerini üzerimize çekmeli ve ikili teknoloji ve ticari ortaklıklarımızı maksimum seviyeye çıkarmalıyız.

Arap Birliğinin eski Çin Büyükelçisi Mohammed Sacket, Çin hakkında yazılan bir kitaba yazdığı yorumda Çin’den şöyle bahsediyor: “Çinlilerin her zaman büyük hayalleri olmuştur. Kâğıt yapımı, barut, taşınabilir daktilo ve pusula gibi eski icatlar, yenilik, bilim ve teknolojiye yaptığı modern katkılar kendi halkına ve dünyanın geri kalanındaki halklara fayda sağlamıştır. Ulusal istikrar, barış ve halkın refahı için uğraşmanın yanında Çin Rüyası küresel barışı da aktif olarak destekliyor.”Ayrıca Çin hakkında yazılan kitapların çoğunda belirtilen en önemli nokta Çin’in yükselişinin sadece ekonomik değil aynı zamanda ciddi kültürel etkileri de olacağı yönündedir.

Türkiye’nin değişen dünyada, önceki yazılarda üzerinde çok durduğumuz Endüstri 4.0 ‘ın da değişim gücüne kattığı ivmeyle, doğu ve batı arasındaki o muhteşem konumunu, siyasi,ekonomik ,kültürel noktalarda en ileri noktaya taşıyarak taçlandırması için en üst seviyede çalışmalarını yürütmesini beklemekteyiz. Tek kutuplu bir dünya’dan çok kutuplu bir dünya düzenine geçiyoruz ve bu noktada bizim için en öenmli ülkelerin başında Çin geliyor. Çin ile ilişkilerimizde önümüzdeki engellerden bir tanesi ,belki de en en önemlisi Uygur meselesi,bunu da bir başka yazıda konuşacağız.

Onur Sancı