DİJİTAL SEÇİM
Dünya hızla değişiyor ve bu değişen, hızlanan dünyada ona ayak uydurmaya yetişmeye çalışan partiler ve seçmenler var. Biliyorsunuz ki yerel seçimin eşiğindeyiz, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri yani halk arasında bilinen adıyla Yerel Seçimler yapılacak. Seçim arifesinde olduğumuz bugünler de adaylar arda ardaya seçim propagandalarıyla karşımıza çıkıyorlar.
İl, ilçe, belde, meclis üyeleri adayları yavaş yavaş açıklanmakta. Bilinçli bir tüketici ve seçmen olarak; seçmenler de tüketiciler gibi benzer psikolojik, toplumsal ve daha genelinde kültürel etkilenimlere ve yönlendirmelere maruz kalırlar. Diğer yandan seçmen kitlesi için tüketici kitlelerinden farklı olarak ve siyasetin doğası gereği olumsuz saldırılara açık olduğundan daha sınırsız bir araç kullanımı söz konusudur.
Demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan seçimler için gerçekleştirilen siyasal reklamların, adaya ya da partiye karşı kamuoyunda ilgi yaratma, isimlerinin tanıtılmasını sağlama, partizan eğilimleri destekleme, katılımı artırma, tartışmalı konularda bilgi edinmelerini sağlama, kararsız seçmenlerin oylarını etkileme gibi işlevleri vardır. Kampanya amaçlarının, stratejilerinin belirlenmesi, hedef kitlenin tanımlanması, kampanya temasının belirlenmesi ve kitle iletişim araçları kullanım kararlarından oluşur. Reklam kampanyası planlama sürecinde, imajları ve görüşleriyle güçlerini arttırmayı hedefleyen siyasi aktörler, iletmek istedikleri mesajların içeriğini, zamanlamasını ve kanalların siyasal iletişimin reklam boyutuna ilişkin kuramsal bir inceleme seçimini kendileri belirlerler.
Başta söylediğim gibi artık her şey çok değişti . Teknoloji artık hayatımızın her noktasına dokunmuş durumda bu inceleme seçimleri artık tamamen dijital çağa uygun yapılacak. Eğitim seviyesi, yaşı, seçmenin oturduğu bölge gibi faktörlerin önemi azalmakta, artık herkes her bilgiye hızlıca ulaşabiliyor ve gönlüne dokunan kişiye ve ya partiye oy verebiliyor. Bu yüzden de bu seçim sürecinde Digital Propagandalar ağır basacak gibi duruyor. Artık meydanlarda asılan pankartlar, afişler, banner değil sosyal medyayı en iyi kullananlar başarı sağlayacaklar gibi duruyor. O kadar ki aday adayı olanlar bile genel başkanlarına kendilerini göstermek için sosyal medyayı kasıp kavurdular. Kanada, Fransa ve en başta Amerika olmak üzere Obama’dan itibaren bugünkü başkan Trump’a kadar sosyal medyanın gücünü görmeyen kalmamıştır sanırım. Buradan şunu anlıyoruz meydanlarda en çok kitle toplayan değil,facebook gibi mecralarda en çok paylaşılan, instagramda en çok beğeni alan, twitterda en çok retweet edilen, youtube ta video izlenmesi en çok olan ipi gögüsleyecek gibi duruyor.
