Bir fikir platformu olarak hedefimiz ,kutuplaşmanın giderek arttığı,fay hatlarının keskinleştiği,siyasetçilerin sadece şehit cenazelerinde bir araya gelip konuştuğu ülkemizde,Yeni Siyaset Kültürü'nün oluşumuna katkı sağlayarak,Yeni Siyaset İnsanlarına ,Siyasette Bende Varım dedirtmek.

Ortadoğu’da Savaş Sebebi-Su Kaynakları

Ortadoğu bilinen insanlık tarihinin en eski yerleşim yerlerinin başında gelmektedir.Nil nehri kıyısında bulunan Mısır,Dicle ve Fırat nehirleri arasında bulunan Mezopotamya bir su medeniyeti ülkesi idi. Günümüzde ise bu iki su medeniyet merkezi su kıtlığının yaşandığı bir bölge haline gelmiştir. Ülkeler arasında su meselelerinin merkezini bu bölge oluşturmaktadır. Su medeniyeti derken bu medeniyeti inşa eden suyu tanımak gerekir. Su hayat hakkıdır,hayata dairdir,hayatın kendisidir. ”Canlı olan her şeyi sudan yarattık” Ayetiyle bu hakikat nas haline gelmiştir.Yalnız bizim inancımızda değil dünyanın farklı yerlerinde ve farklı inançlarında da su hayati öneme sahiptir. Meşhur Çinli bir alim olan Chuang-Tzu şöyle diyor: Su hiç bir şeyle yarışmaz,fakat her şeyi geçer. Bilge kişi de su gibidir. Kimseyle yarışmayıp kendi yolunda giden,ama bu yüzden de herkese üstün gelen kişidir. Suyun bilgelik ile bilgeliğinde saflık,temizlik ve ihlas ile olan ilişkisini geleneksel kültür işte böyle kurmuştur.

Bugün Dünya ölçeğinde su tüketiminin %73’ü tarım alanlarında harcanmaktadır. Artan nüfus ve beslenmenin hayatın devamı için en temel ihtiyaç oluşu,tarımda kullanılan su oranının arttırılmak istenmesi tabi bir hal olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayi ülkesi denildiğinde akla ilk gelenlerden Amerika’nın mevcut su tüketiminin %47’sini fabrikalarda,%54’ünü ziraate, %8’ini şehirlerde temizlik,içme vesaire ihtiyaçlar için tahsis edildiği gerçeğinden hareketle sanayileşmenin bütün dünyada giderek su talebi doğuracağını söyleyebiliriz. Hayat kaynağı olan suyun yerine bir başka madde ikame etmek mümkün değildir. Petrolün yeri bile doğalgaz,nükleer enerji,güneş enerjisi gibi alternatif enerji çeşitleriyle doldurulabilirken suyun alternatifi bulunmamaktadır.Dünya’da el değmemiş su gücü potansiyeli kullanılmaya açılmış ve açılması planlanan miktarın üzerinde olduğu bilinmektedir. İnsanların halen kullandığı suyun yetersiz gözükmesinin en önemli sebebi yanlış alışkanlıklar, demode olmuş teknolojiden kaynaklanan aşırı israf olduğu gözükmektedir.

Ülkelerin su gücünden yararlanma imkanlarıda farklıdır. Kanada,ABD,Fransa ,Rusya Federasyonu gibi ülkelerin su gücünden yararlanma imkanları diğer ülkelere göre fazladır. Örneğin ;Çin 1900 Twh’lık elde edilebilir su gücü potansiyelinin sadece 90 Twh’sını, Brezilya 1200 Twh’lık elde edilebilir su gücünün 72 Twh’sını ,Zaire ise 530 Twh’lık elde edilebilir su gücünün sadece 4 Twh’sını kullanabilmektedir. 2025 yılına gelindiğinde Dünya üzerinde 37 ülkede ciddi kuraklık yaşanacağı tahmin edilmektedir. Dünya genelinde su kullanımı 1940-1980 yılları arasında iki kat artmıştır. Önümüzdeki 20 yılda da su kullanımının tekrar 2 kat artacağı tahmin edilmektedir.Dünyamızın dörtte üçü sularla kaplı olmasına rağmen,mevcut su kaynaklarının sadece %2,6’sı içme,kullanma ve sulama maksadıyla kullanılabilir durumdadır. Uluslararası Su ve Çevre konferanslarında su kıtlığı ile ilgili dile getirilen konuşma ve tebliğlerde aşağıdaki durumlar dile getirilmiştir.

  • Hindistan’da aşırı çekme ve ormanların tahribi nedeni ile kuyulara kanalizasyon suyu ve endüstriyel artıklar karışmıştır.
  • UNESCO’nun hesaplarına göre her gün susuzluğa bağlı olarak 40.000 çocuk ishal,kolera gibi hastalıklardan ölmektedir
  • Dünya’da bugün yaklaşık iki milyar insan temiz su kaynaklarına sahip değildir.

Dünya’nın her yerinde su kaynakları problem iken,bunun en tehlikeli ve şiddetli yaşandığı yer Ortadoğu’dur. Bugüne kadar ABD başta olmak üzere Batı ülkelerinin Ortadoğu’ya olan ilgileri hep petrol yüzündendi. Bundan sonra ise su yüzünden  olacaktır. ABD’de her yıl ”Ortadoğu Su kaynakları ve İhtilafları ile ilgili en az 3-4 toplantı düzenlenmektedir.Su arzını arttırmanın yolları vardır bunlardan bazıları:

  • Bulutların tohumlanması yoluyla yağmuru arttırmak
  • Yer altı su kaynaklarından daha fazla yararlanmak
  • Kullanılmış artık suları temizleyerek yeniden kullanıma sunmak
  • Tuzlu deniz sularını arıtma tesislerinde işleyerek tatlılaştırmaya çalışmak
  • Kutuplardan buz dağları getirerek bölge su sistemlerine katmak

Ortadoğu ülkelerinin su yetersizliği problemlerini aşmak için de kendi aralarında su işlerini deruhte edecek,su konusunda stratejik öneme sahip olan Türkiye’nin başını çekeceği bir organizasyona ihtiyaç vardır. Ortadoğu su ihtilafları bizim de dış politikamızın en önemli konularından birisi olmak durumundadır. Bu konuda üniversitelerimizin,enstitülerimizin ve benzeri kuruluşlarımızın da araştırma yapmalarında ve hazırlayacakları raporlarla devleti yönetenlere strateji tavsiye etmelerinde zaruret vardır.Unutmayalım ki Türkiye’de su zengini bir ülke değildir.

Faik Tunay